DOĞAL KAYNAKLAR
Kaynak: İnsanın çevresinde bulunan beşeri ihtiyaçlarının karşılanması ve sosyal gayelerinin karşılanmasını sağlayan veya kolaylaştıran maddelere “kaynak” denir.
Kaynaklar genel olarak üç kısma ayrılır.
1.Doğal Kaynak
2.Beşeri Kaynak
3.Kültürel Kaynak
DOĞAL KAYNAK NEDİR? Doğada kendiliğinden oluşmuş, insan aklı ve tekniğinin ürünü olmayan, meydana gelme aşamasında insanın herhangi bir rolünün bulunmadığı bütün zenginlik kaynakları “doğal kaynak” olarak adlandırılır. Kısaca doğada bulunan ve insan ihtiyacını karşılayabilecek her şeye denir.
Ayrıca doğal kaynaklara ilgili bir diğer hususta insansız bir doğada doğal kaynakların hiçbir hükmü yoktur. Geniş açıyla bakınca insan dışındaki her türlü doğada bulunan varlıklar doğal kaynaktır.
Tarımda kullanılan topraklar, bitki ve hayvanlar, maden filizlerine sahip kayalar, petrol, kömür uranyum, inşaatlarda kullanılan taşlar, güneş ışığı, hava, su gibi insan ve çevresini etkileyen tüm faktörler doğal kaynak ifadesi ile belirtilir. Çünkü herhangi bir varlığa kaynak hükmü insan sayesinde verilmektedir.
İktisadi gözle bakılınca üretim faaliyetleri içinde emek önemli bir faktör olduğu için insani dahi doğal kaynaklar içinde sayan ekonomik görüşler vardır.
Dünya üzerinde yapılan pek çok beşerî faaliyetin temelinde doğal kaynaklar vardır. Diğer faaliyetler bu kaynaklar üzerinde şekillenir. Örneğin, tarım aslında beşeri bir faaliyettir. Ancak faaliyetin esas kay nağı doğal bir kaynak olan tarım topraklarıdır. Aynı şekilde sular da doğal bir kaynak olup bu ortamda yapılan ulaşım, turizm, balıkçılık ve su ürünleri avcılığı ve yetiştiriciliği etkinlikleri birer beşeri faaliyettir.
1- Doğal Kaynaklanın Sınıflandırılması
Doğal kaynaklar, çok fazla çeşitlilik gösterir. Örneğin, günlük hayatta kullandığımız kâğıt, kalem, evle rimizde kullandığımız eşyalar birer doğal kaynak ürünüdür. Çeşit bakımın ölçütler göz önü tükenmeyen doğal kaynak aşağıdaki kavram haritasını inceleyerek görelim.
A.Tükenmeyen Doğal Kaynaklar
1.Daimi Kaynaklar:
a)Rüzgar
b)Su
c)Güneş
d)Dalga
2.Belli şartlarda kendini yenileyebilen Kaynaklar:
a)Orman
b)Jeotermal Kaynaklar
c)Toprak
d)Hava
B.Tükenen Doğal Kaynaklar:
1.Petrol
2.Doğal gaz
3.Kömürler
4.Madenler
1-Tükenmeyen Doğal Kaynaklar: Tükenmeyen doğal kaynaklar kendi arasında daimi kay naklar ve belli koşullar dâhilinde kendini yenileyebilen kay naklar şeklinde ikiye ayrılır.
A- Daimi Kaynaklar: Kullanıldığı zaman kendilerini üreme veya madde döngüleri yoluyla yenileyerek tükenmeyen kaynaklardır. Genelde tüm canlı kaynaklar bu gruba girer. Su, rüzgâr, güneş, dalga
1-Rüzgâr: Yüksek ve alçak basınç merkezleri arasındaki basınç farkın hareketleridir. Rüzgâr enerjisinden elektrik enerjisi üretiminde yararlanılmaktadır. Rüzgâr enerjisinden yararlanabilme, rüzgârın esiş hızına bağlı olduğu için sınırlı bölgelerde kullanılabilmektedir. Rüzgâr enerjisi kullanan sistemlerin çevreye zararları ol dukça azdır.
2-Dalga: Dalgalardaki enerjinin kaynağı rüzgârlardır. Sadece deniz kıyılarında yararlanılabildiği için Dünya'da kullanma olanak ları sınırlıdır. Tüm Dünya'da bir yılda dalgalardan elde edi kömüründen elde edilecek enerjiye denk geldiği tahmin edilmektedir.
3-Güneş: Güneş enerjisinden ısıtma ve soğutma sistemlerinde, elektrik enerjisi üretiminde, havalandırma tesislerinde yararlanılmak tadır. Gelecekte güneş enerjisine dayalı teknolojilerin geliş mesiyle güneş enerjisi kullanımı daha da yaygınlaşacaktır.
4-Su: Su canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri için zorunlu bir kaynak olup, yaşamın sürekliliğini sağlayan doğal bir kaynaktır. Ayrıca döngü yoluyla belli ölçülerde kendini yenileyebilen bir kaynaktır. Ayrıca içinde çeşitli canlıların yaşadığı doğal bir ortamdır.
Sular; yer üstü, yeraltı ve atmosfer arasında sü üstü ve yeraltı su kaynaklarını besler.
Başlıca su kay su buharıdır.
B- Belirli Şartlar Dâhilinde Kendini Yenileyebilen Kaynaklar: Belli ölçülerde kullanıldığı zaman veya olağan yıllık artışlarını aşmayacak şekilde kullanıldığı sürece madde döngüler yoluyla kendilerini yenileyebilen kaynaklardır.
Orman: Ormanlar doğru bir şekilde işletildiği ölçüde kendini yenileyen bir kaynaktır. Ayrıca çeşitli bitki ve hayvanları barındıran bir ekosistemdir. Ormanlar, sayısız ürünleriyle ve işlevleriyle yüzyıllardır in vazgeçilmez bir kaynaktır.
Ormanların ekonomik Yararları:
Ana ürünler olarak; Odun, kertse, kâğıt, mobilya, tel ve maden direği, travers;
Yan ürünler olarak kozalak, şimşir, reçine, palamut, kestane, reçine, ıhlamur, ada çayı, sığla yağı v.b. elde delir.
Ormanların Doğaya Faydaları:
-- Havayı temizler.
– Yağışı artıran özelliktedir.
– Toprak su dengesini sağlar.
-- Yeraltı sularını artırır.
– Erozyon, çığ, sel, heyelanı önler.
– Yurdu güzelleştirir, turizmi artırır.
– Yaban hayatını barındırır.
Jeotermal enerji: Magma tabakasına yakın kesimlerde ısınan suların, yer kabuğundaki çatlaklardan kendiliğinden veya açılan sondaj kuyularından sıcak su ya da buhar biçiminde çıkan enerji kaynağıdır. Jeotermal enerji, elektrik üretilmesinde ve ısıt mada yaygın olarak kullanılır.
1-Termik santrallerde elektrik enerjisi üretiminde(Isı enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülmesi)
2-Endüstride ısıtma ve kurutma amaçlı kullanım.( şeker, tekstil, kâğıt, ilaç, konserve sanayi)
3-Turistik ve tedavi amaçlı kaplıca olarak, çamur banyoları yüzme havuzu ve turistik tesislerde kullanımı (Sıcak su kaynakları aynı zamanda bünyesinde çözünmüş mineraller içerir. Kaplıca suları tarihi dönemlerden beri romatizma, kireçlenme, deri, solunum yolları, sindirim, sinir, dolaşım ve boşaltım sistemleri, kadın ve göz hastalıkları vb. pek çok hastalığın tedavisinde kullanılır. Bu nedenle sağlık turizmi açısından büyük değere taşır.)
4-Merkezi sistemlerde ısıtma tesislerde kullanım( Otel, yerleşke, sera vb.)
5- Kimyasal madde üretimi (Karbondioksit, gübre, lityum, ağır su, hidrojen gibi kimyasal maddelerin ve minerallerin üretimi,)
Toprak: Toprak, üzerinde ve içinde yaşayan canlılarla uzun vadede kendini yenileyebilen bir doğal kaynaktır. Dünya'daki yaşa ma kaynaklık eden biyolojik üretimin ana öğelerinden biri de topraktır. Tüm canlı varlıkların yaşama mekânı olup, besin kaynaklarının ana üretim alanı, diğer doğal kaynakların bulunma yeri, endüstrinin önemli bir hammaddesidir.
Toprak dikkatli kullanılmadığı ve yanlış kullanıldığı zaman kaybedilen ve bi daha yerine getirilmesi çok zor olan bir kaynaktır.
Örneğin; Ülkemiz toprak yönünden oldukça çeşitli toprakları ile zenginliğe sahiptir. Ancak ülkemizde nüfus artışı, makineleşme, şehirleşme sonucu topraklarımızın yanlış kullanılması, orman ve meraların tarla haline getirilmesi sonucu da erozyonla toprak kaybı ve verim düşmesi yaşan maktadır. Bu da ülkemizi önlem alınmazsa çölleşmeye doğru götürmektedir.
Hava: Enerji ve madde kaynaklarının bir kısmının kaynağı hava veya atmosferdir. Canlıların ihtiyaç duyduğu azot, oksijen ve karbondioksit gazları havada bulunur. Dünyayı çepeçevre saran gaz örtüsüne de atmosfer denir. Ortalama 10.000 km. kalınlığındaki atmosferin kalınlığı ekvatordan kutuplara doğru azalır. Atmosferi oluşturan gazlar fiziksel ve kimyasal özellikleri farklı tabakalardan meydana gelmiş ve yerçekimi etkisiyle dünyayı sarmıştır. Birbirinden farklı özellikteki çeşitli katmanlardan oluşmuştur. Atmosferin yapısında genel olarak %78 azot,%21 oksijen, %1 asal gazlar bulunur.
Atmosferin en alt tabakası ve canlı yaşamı açısından troposfer’dir. Kalınlığı ekvatorda 16,kutuplarda 6 km. olan troposferin 3–5 km.lik alt kısmında iklim olayları gerçekleşir. Bunun nedeni su buharının atmosferin alt katlarında yoğunlaşmasıdır. Troposfer de yerden yükseldikçe sıcaklık her 100 m.de 0,5°C.azalır. Bunun nedeni de troposferin yerden yansıyan ışınlarla ısınmasıdır.
Çayır ve meralar: Toprağı koruyan, suyu tutan, havayı temizleyen, hayvanlara barınma, beslenme imkânı tanıyan bu alanlar biyolojik zenginliğin de yüksek olduğu alanlardır. Yanlış arazi kullanma ile tarım alanlarına çevrilmesi, bilinçsiz ve aşırı otlatmalarla çayır ve meralar da giderek azalmaktadır.
Sulak Alanlar: Derinliği altı metreyi geçmeyen suları tatlı, acı, tuzlu; Akarsu, göl, deniz kıyısı, bataklık, haliç, sazlık, lagün v.b. alanlardır. Ülkemizde sayıları 3000 civarındadır. Buralar bitki ve hayvan yönünden çok zengin olup yağmur ormanlarından sonra gelmektedir.
Ülkemiz sulak alanlar bakımından zengindir. Ülkemizde 1 milyon kadar doğal göl, bataklık vb. sulak alan vardır. Fakat sulak alanlar tarımsal üretim için kurutulmaktadır. Ancak bu alanlarda kurutma nedeni ile oluşan tuzlanma ve bölgedeki iklimiz olumsuz etkisiyle yapılan tarımsal üretim de verimli olmamaktadır. Ayrıca kirlilik, yapılaşma gibi nedenlerle de sulak alanlar giderek daralmaktadır.
2- Tükenebilen Doğal Kaynaklar: Petrol, linyit, taşkömürü, doğalgaz gibi kullanıldığı müddetçe yerine yenisi oluşamayan veya oluşması milyonlarca yıl süren bu yüzden kullanıldıkça tükenen kaynaklardır. Yapılan araştırmalara göre çok önemli birer enerji kaynağı olan petrol, kömür ve doğal gaz, yeni yataklar bulunmazsa, aşırı kullanılmaları nedeniyle çok kısa bir zaman sonra tükenecekleri belirtilmektedir. Tükenir özellikteki kaynakların bir özelliği de çevreye zarar veren özellikte olmalarıdır.
Ancak bazı tükenebilir kaynaklar geri dönüşüm yoluyla ( demir, bakır, alüminyum v.b.) yeniden hammadde olarak kullanılabilir. Bu özellik hem ömürlerini uzatır, hem de çevre kirliliğini azaltır.
Doğal Gaz: Petrol katı, sıvı ve gaz hâlinde bulunur. Petrolün gaz hâline doğal gaz adı verilir. Doğal gaz çevreye en az zarar veren fosil yakıttır.
Petrol: Yerküre içerisinde organik maddelerin başkalaşımı ile oluş depolanmış sıvı hâl verilmektedir. Petrol, kolay taşınabilmesi (pipe-line), kolay tüketilmesi, kalorisinin yüksek olması, hava kirliliğine daha az neden olması ve katı atık bırakmaması ile kömürden daha üstündür.
Kömür: Kömürler % 55 ile % 95 arasında serbest ve bileşim hâlin kayaçlardır. Kömürler genellikle bitkisel kökenlidirler. Kömürler oluşumu ve içindeki karbon miktarına göre eşitli şekillerde sınıflanır. Antrasit, taşkömürü linyit, turba gibi sınıflanır.
Bunlar gerek evlerde ısınma, gerekse de başta demir- çelik sanayisi olmak üzere çeşitli sanayilerde ısı kaynağı olarak, kullanılır. Kömürler en önemli kullanım alanlarından biri de termik santrallerde elektrik üretiminde kullanılmasıdır.
Madenler: Yer kabuğunun yapısında bulunan ekonomik değeri olan mineral bileşikleridir. Demir, bakır, krom, alüminyum, çinko, bor mineralleri, kükürt, zımpara taşı, barit, tuz, manganez, antimon, cıva, kurşun-çinko, volfram, gümüş, nikel, asbest, flüorit, fosfat, doğal soda, kalay, manyezit vb.
2-Doğal Kaynakların Faydaları:
Doğal kaynakların insan ve toplum hayatında çok önemli bir yeri vardır. Yaşamı fonksiyonel hâle getiren araç ve gereçlerin tamamına yakını doğal kaynaklardan sağlanmaktadır.
İnsanlar da doğadaki her canlı gibi yaşamak için madde ve enerji kullanmak zorundadır. Canlılar madde ve enerji ihtiyaç larını doğal kaynakları kullanarak karşılarlar. İnsanlar ilk çağ farklı şekillerde yararlan ve bilgi toplumunun doğuşu da doğal kaynaklardan sağlanan ürün ler sayesinde gerçekleşmiştir.
Etrafımıza baktığımızda insan eliyle yapılmış yollar, köprüler, fabrikalar, binalar, otomobiller, barajlar görürüz. Bir an olsun dünya üzerinde insan faaliyetlerinin hiç olmadığını ya da yaşan madığını düşünelim. O zaman dünyadaki değişim doğal haliyle devam edecekti. Oysa doğa insan faaliyetleri sonucunda şekillenmekte, insanların yaşadıkları alanları kendilerine uyarlaması ile farklı bir boyut ve özellik kazanmaktadır.
Örnek Soru: Aşağıdakilerden hangisi doğal kaynaklardan biri değil dir?
A) Akarsu B) Orman C) Toprak D) Kâğıt E) Kömür
3-Doğal Kaynak ve Ekonomi İlişkisi
1- Büyük sermaye ve doğal kaynaklara sahip gelişmiş ülkeler, doğal kaynaklardan etkin şekilde faydalanma yollarını aramaktadır. Örneğin, Rusya Federasyonu'nda zengin doğal kaynakları vardır. En önemli yeraltı kaynağı petrol, doğal gaz ve demirdir. Ayrıca Sibirya'daki ormanlar ülke için büyük bir zenginlik kaynağıdır. Rusya Federasyonu özellikle zengin petrol, doğal gaz ve demir yataklarını verimli biçimde kullanmaktadır. Ülkenin en önemli gelir kaynakları arasındadır. Bu sayılan ürünlerde dünyada en önde gelen ihracatçılardan biridir.
2-Zengin doğal kaynaklara sahip bazı ülkeler teknik bilgi ve sermaye bakımından yetersiz oldukları için yeterince gelişe memişlerdir. Örneğin Nijerya Afrika'nın en çok petrol üreten ülke si olmasına rağmen halkın büyük bir kısmının geliri ve yaşam standardı çok düşüktür.
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere doğal kaynaklar, ülkelerin ekonomik gelişimlerini belir lemede önemli bir faktördür. Ekonomiyi oluşturan faktörler; tarım, sanayi ve hizmet sektörlerdir. Bu sek törler, doğal kaynaklara bağlı olarak kurulur ve gelişir. Dolayısıyla ülke ekonomileri ile doğal kaynaklar arasında sıkı bir ilişki ardır.
3-Doğal kaynaklar yönünden fakir ancak sermaye, iş gücü ve teknoloji açısından zengin olan ülkeler; dışarıdan ham madde alıp işleyerek açıklarını kapatmaktadır. Örneğin, Japonya doğal kaynak türü ve rezervi bakımından çok fakir olmasına rağmen yukarıda ifade edilen özelliklerini kullanarak bu alandaki açığını kapatmıştır.
Moğolistan, Afganistan gibi geri kalmış ve doğal kay nak yönünden fakir olan ülkeler ise zaten kıt olan kaynaklarından teknik ve sermaye eksikliği yüzün den etkin bir şekilde faydalanamamaktadır.
Doğal kaynaklara önemini kazandıran asıl faktörler, dünya nüfusunun artışı ve sanayideki teknik gelişmelerdir. Nüfus artışı pazar alanı oluştururken teknik icatlar ve üretimdeki sistem değişiklikleri farklı doğal kaynaklara yönelme ihtiyacını arttırmıştır. Sınırsız olan insan ihtiyaçları sınırlı düzeydeki doğa kaynakların işletilmesi ile karşılanmıştır. Doğal kaynaklardaki üretim artışı, dünya sanayi ve ticaretçinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
4. Doğal Kaynaklar ve Kalkınma
Kalkınmakta olan bir ülke güvenilir, devamlı ve bol kaynaklara ihtiyaç duyar. Bu kaynakların başında insan kaynakları ve doğal kaynaklar gelir. İnsan faktörünün olmadığı bir ortamda, özellikle de yetişmiş insan gücünün olmadığı yerde doğal kaynaklar bir anlam ifade etmez. Çünkü kaynakları çıkartan, şekillendiren, başka kaynaklarla birleştirerek yeni kaynak üreten ve bütün bunları kendi ihtiyaçları için kullanan insandır.
İnsan, var oluşundan bugüne doğal kaynaklardan faydalanmıştır. Ancak bu kaynaklar esas önemini Sanayi Devrimi ve sonrasındaki gelişmelerle kazanmıştır.
Teknik icatlar ve gelişmeler, kaynakların işletilmesini büyük ölçüde kolaylaştırmış ve böylece doğal kaynakların önemi daha da artmıştır. Bazı toplumlarda ulaşılan refah düzeyi, aslında doğal kaynakların rasyonel ve en akılcı bir biçimde işletilmesi ve sanayi ham maddesi olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Doğal kaynaklar, ülkelerin en önemli ekonomik güçleridir. Kalkınma modellerini öncelikle öz kaynaklarına dayandıran ve eksiklerini dış kaynaklarla destekleyen ülkeler, kalkınma sürecini istikrarlı bir şekilde alabilmişlerdir.
Günümüzde de dünya nüfusunun artışı ve sanayideki teknik gelişmeler do geçen gün artırmaktadır. Nüfus artışı, pazar alanları oluştururken teknik icatlar ve üretim hızının artması farklı doğal kaynaklara yönelme ih tiyacını artırmıştır. Sınırsız olan insan ihtiyaçları sınırlı düzey işletilmesi ile karşılanmaya çalışılmaktadır.
Doğal kaynaklar her zaman kalkınma açısından faydalı olmayabilir.( Doğal kaynakların laneti)
Kaynaklara sahip olan ülkeler değil; bunları işleyebilen, endüstrilerinde kullanabilen ya da bunlardan elde ettikleri kaynakları başka alanlarda yatırıma dönüştürebilen ülkeler gerçek anlamda gelişebilmektedir.
Bu acıdan mesela Türkiye’nin şanssızlığı elinde petrol ya da doğalgaz kaynakları olmaması değil, sahip olduğu doğal kaynakları isleyip yüksek katma değer yaratabilecek bilgi ve teknolojiye sahip olmamasıdır.
Bunlara ek olarak doğal kaynaklar bakımından zengin ülkelere uluslararası siyasi ve ekonomik güçlerin müdahalelerini de hesaba katmak lazım. Amerika Ortadoğu ve orta Asya ya buraların halklarını çok sevdiği için karışmıyor. Bağdat’ta patlayan bombaları da bu lanetin bir işareti olarak değerlendirebilirsiniz.
Ayrıca ekonomileri petrol, doğal gaz gibi doğal kaynakların ihracıyla ayakta kalan ülkeler büyük diş ticaret fazlası verebilirler. Bu durum ülkenin para biriminin aşırı değerlenmesine yol acar. Bu değerlenme diğer sektörleri, özellikle de imalat sektöründe faaliyet gösteren yerli firmalara olumsuz etkiler.
|